Günümüzde popüler psikoloji ve kişisel gelişim uzmanları danışanlarına “Kendini sev, sen özelsin, en iyisine layıksın, ne istersen yapabilirsin” gibi sözler söylüyor. Klinik psikolog ve yazar Şule Öncü ise “Sevgi etkileşimsel bir olgudur, sevmek için öncelikle bir öteki lazımdır. Patolojik narsisizmin seküler zikir cümleleri bunlar” diyor. ‘Kendini sevme’ye bir de bu pencereden bakalım.
Son birkaç yıldır “Ben çok değerliyim, her şeyin en iyisine layıkım, kendimi seviyorum” gibi cümleler kurarak motivasyonunu arttırmaya, ayrılık acısını veya geçmişten gelen bir travmasını çözmeye çalışan birine rastlamak sürpriz olmuyor. Bu kalıp cümlelere sosyal medyada da sıkça denk geliyoruz. Kendimizi böyle telkin etmek gerçekten işe yarıyor mu diye, ‘Hepimiz Narsistiz’, ‘Yatıyorum Bir Şey Diyor musun?’ gibi kitapların yazarı, klinik psikolog Şule Öncü’yle ve psikolog, psikoterapist Eda Kurtuluş Akın’la konuştuk.
‘İNSAN BİLMEYE KENDİNDEN, SEVMEYE ÖTEKİNDEN BAŞLAR’
Şule Öncü, klinik psikolog, yazar
◊ Sevgi, etkileşimsel bir olgudur, özneler arası alanda var olur. Yani sevmek için öncelikle bir öteki lazımdır. Dolayısıyla bireye, özellikle de bugünün güvensiz, izole, benlik krizindeki bireyine “Kendini sev” demek, hoşnutluğu arttırmak şöyle dursun, benlik krizini derinleştirir. Kendini neresinden tutacağını, sevmeye nereden, nasıl başlayacağını bilemez birey. Bütün zorluklarının üzerine bir de kendini sevememenin ‘başarısızlığı’ biner. Değersizlik, yetersizlik algısı şiddetlenir. Tatminsiz, hoşnutsuz, arayıştaki bireye tek bir tavsiye verecek olsak, yeni bir şey icat etmeye gerek yok: Bütün felsefi öğretilerin çıkış noktası kendini bilmektir. Kendini bilmek, sadece kendini tanımak, neyi neden yaptığını bilmek değil, aynı zamanda kendini güçlü ve zayıf yanlarıyla, yetkinlikleri ve yatkınlıklarıyla, başarıları ve başarısızlıklarıyla kabul etmektir. İnsan bilmeye kendinden, sevmeye ötekinden başlar.
◊ Kendini sev, sen özelsin, değerlisin, en iyisine layıksın, kimseye ihtiyacın yok, ne istersen yapabilirsin... Bunlar patolojik narsisizmin seküler zikir cümleleri. Kapitalist propagandanın bireye dayattığı illüzyon. Narsisizmin bir pandemi haline gelmesinin başlıca sebebidir bu. Benlik değerini ve benlik saygısını bu propagandaya göre belirleyen izole birey, kafesinde aynasını gagalayan bir muhabbet kuşu gibi zikir çeker “Ben değerliyim, kendimi seviyorum” diye ve narsistik şişmeye uğrar. “Bu şartlar altında tek başınasın ve kendine mahkûmsun”un çözüm gibi paketlenip bireye servis edilmesidir. Bu dayatma da sevgiyi imkânsız kılar. Çünkü bu döngünün içinde yer alan birey bir başkasını sevmeye odaklanmak şöyle dursun, sevilebilecek öteki de olamaz. Çünkü sistemi kapalıdır, gözü de gönlü de kendi yansımasındadır.
◊ Biten ilişkinin ardından “Ben kendimi severim, bana yeter” ya da “Asıl o kaybetti” diyerek narsisistik pozisyon almak, bireyi kendi duygusuna, kendi gerçeğine yabancılaştırır. Otantik oluşu sekteye uğratır ve doğal yaşam akışının yönünü patolojiye doğru değiştirir. Çünkü orada bir kayıp var. Ruhsal gücü yerinde olan sağlıklı insan bitenin, gidenin, kaybın ardından narsisistik değil, depresif pozisyon alır ve yas tutar. Kaybı sindirip metabolize edebilmek, yaşantıyı kendine katabilmek ve deneyimden öğrenip gelişmek, olgunlaşmak için yas tutarız.
‘SAĞLIKLI BİRİ DE KENDİNİ DEĞERSİZ HİSSEDEBİLİR’
Eda Kurtuluş Akın, psikolog
◊ İnsanın kendinin bir başkası tarafından sevilebilir olduğunu bilebilmesi için bir başkasına ihtiyaç var. Yani bir başkasının değerli olduğunuzu, sevilebilir olduğunuzu size hissettirmesi lazım.
Bu da size bakım veren kişilerin ilk bebeklik ve çocukluk döneminizde verebileceği bir şeydir. Biri gelip sadece “Ben seni seviyorum” dediğinde sevilebilir olduğunuza inanmazsınız. Değerli olduğunuzu hissedebilmeniz için, karşınızdaki kişinin sizin duygusal ihtiyaçlarınızı görüyor ve anlıyor olması, sizi bir bütün olarak algılaması gerekir.
◊ İnanmadığınız bir şeyi birisi size sürekli söylerse, “Sen çok özelsin, değerlisin” gibi, bu bir yerde çöker. Sahte olduğunu bilirsiniz, bir yerden sonra da iyi gelmeyeceğinin farkına varırsınız. Sağlıklı bir insan zaman zaman kendini değersiz hissedebilir. Bize kendimizi değersiz hissettirecek ilişkiler yaşadıysak bunun bir yıpranma payı vardır. Tekrardan bir şeyleri inşa edebilmek için üzüntünün içinde kalmak gerekir. Mevcutta bir probleminiz yoksa buradan geçmeniz kolay olur. Ama zaten değersizlikle uğraşıyorsanız oradan enkaz gibi çıkarsınız.
2025-01-19T04:05:34Z